Et Tırnaktan Ayrılır mı?
Araba kullanıyordum. Kesinlikle arabadaydım. Sonra gazı hissetmemeye başladım. Kavrayamadım. Sanki boşlukta sallanıyordu. Aslında düşününce bir süredir varlığını hissetmediğimi fark ettim. Oradaydı ama yoktu. Otomatik pilottaydık ikimiz de. İşlevsellik üzerine kurgulanmıştık. Yani herkes görev bildiğini yapıyordu. Benden kopuk yaşıyordu. Hangimiz asıl varlık, o da su götürür! Onu, parçam olarak görüyordum ama belki de parça bendim. Ya da milyarlarca suretten biriydim! Ayrı hayatlardaydık demek daha doğru mu olur? Bir süre önce birlikte koşturduğumuzu hatırlıyorum, kim bilir nereye yetişmek için! Az dans etmedik, az yürümedik beraber. Sonra bir anda benden bağımsız hareket etmeye başladı. Farkındayım, yine asıl varlık benmişim gibi konuşuyorum! Demek istediğim, onu hissetmemeye başladım. Gaza basarkenki hissi kaybettim. Oysa daha iyi basabilmek için düz taban ayakkabı giyerdim, topuksuz ya da olabilecek en ince tabanlı. Çukurları, tümsekleri aşarken gaz pedalı ile dalgalanabileyim. Beraber olalım tekrar! Benzer duygularda kalalım! Ama bugün hissetmiyorum onu.
Ara sıra o rüyayı görürdüm. İçimde unutulduğu ve onu doğurduğum rüyayı. Karanlıklar içinde bir sedyedeyim. Sağa sola dönüyorum, kimse yok! Her şey bir anda oluyor! Yine hissi yok, hissim yok! Bağırmak için avazım çıktığı kadar ağzımı açmışım. Ses yok! Tek bir ayak geliyor vıcık vıcık, sağ mı sol mu bilmiyorum. Kendi başına büyüyecek, büyüyecek ve normal bir ayak boyutunda çıkacak! Kan ter içinde yataktan kalkardım. Neden bu rüyayı görüyorum? Ne Freudyen meselelerle ne fetişi ile açıklamak istiyorum. Hayatımda bir önemi varmış hep demek ki! Bilinçaltıma girecek kadar! Gerçeği de rüyası da artık yok. Daha bir yalnızım şimdi, eksik. Bir daha ne zaman buluşuruz, bir daha olur muyuz tekrar bir arada? Acaba?