Kusurlarıyla Güzeldir İnsan
Kusurlarıyla güzeldir insan; kusurlarıyla tamamlanmıştır. Ancak, ne kadar kusuru olduğuna hep başkalarının karar vereceğini unutur bazen.
Kimse kusursuz değildir. Masallardaki soylular, söylencelerdeki peygamberler bile. Herkes kusursuz olsaydı, çok sıkıcı bir hayat olurdu yaşadığımız. Öte yandan da sürekli karşımızdakilerde kusur arayarak geçen bir ömür, boşa yaşanmış demektir.
Yazar Aldous Huxley’in dediği gibi: “Kusursuz dost arayan, dört dörtlük bir yalnızlık bulur.”
Ne sanatta ne de doğada kusursuz bir obje, bir varlık yoktur. İnsan da bunun grotesk bir yansımasıdır.
Ne en sevdiğiniz yönetmenin her filmi kusursuzdur ne en sevdiğiniz ressamın her tablosu kusursuzdur. Kitaplarının tamamını mükemmel bulduğunuz bir yazar da olmamıştır.
Benjamin Franklin’in dediği gibi: “Düşmanlarınızı iyi dinleyin. Çünkü sadece onlar kusurlarınızı size açıkça söylerler.”
Yanlışını öğrenen insanda da gelişme isteği varsa içgüdü nehrinde tersine kulaçlar atacak ve daha iyi bir insan olma yolunda mesafe alacaktır.
Önemli olan kusurlu olmak değil, onları besleyen yel değirmenleri ile savaşarak kendi hikâyesine takla attırabilen bir protagonist olabilmektir.