Masalsı Düşler

Çılgın bir gök gürültüsü ile başladı her şey;

Küçük bir sahil kasabasında, bir pazar sabahı bardaktan boşalırcasına yağmur yağıyordu. Akan su damlalarını izleyen küçük çocuk, camın dibinden bir kere bile ayrılmamıştı. Sanki yağış dışarıya değil de onun yaralarına su serpiyor gibiydi.

Evde herkes kendi başına ilgilenirken kendisi camdan dışarı, hayal dünyasına dalmıştı. Alice'in kaçışı misali. Kendine ruhsal bir kaçış bulmuştu.

Ama yolda soracak ne bir tavşan ne de başka bir canlı vardı. Sadece kendi başına bir yolculuktaydı sanki. Üşüdüğünü hissettiğinde, üstüne bir şey verecek kimse yoktu yanında. Biraz daha ilerledi, yüzünden akan yaşlar, gözyaşları içinde titreye titreye yol aldı. Yüce masallardaki ne kırmızı başlıklı kızla karşılaştı ne de Hansel ve Gratel ile. Sizce de gariplik yok muydu bu işte?

Biraz daha ilerleyince bir şemsiye gördü. Hemen açtı. Açar açmaz yıldız tozları başından aşağıya doğru aktı.

Anlatacak kimsesi olmadığından şaşkınlık ve sevinç duygularını hep içinde yaşadı.

Sizler de hiç böyle yaptınız mı çocukken?

Merakımdan tabii soruyorum.

Sonrasında ne mi oldu?

Bir ağaç altında uyuyakaldı çocuk.

Gözlerini açtığında camdan parlayan bir güneş gördü.

Sonrası bir çığlık kıyamet işte.

Geriye kalan yerlerdeki çamur birikintisi, su basan evler ve masumların kısa sürede yaşadığı masalsılar...

Damlalar aktıkça akışı izleyin... Size su gibi berrak ve şeffaf mesajları olacaktır.

 


İlginizi Çekebilir

Akıl İle Secde Etmek

Merve YILDIZ ÖZBEK

Acımasız Gerçek

Büşra DEMİR

Yol

Sonay SALMAN