Perihanımcık

Kırklı yaşların sonunda bir kalp krizi geçirir Perihan. Allah geçinden vermiş olacak ki hasarsız dönmüş hayatına ama ulu orta, sokakta, manavdan patates, soğan alırken oldu bu illet diye yazıklanmış Perihan. Eteği sıyrılmış, orası burası açılmış…

Konuya komşuya çok ayıp oldu be Perihan, değil mi?

Öyle anlarda hayatı bir film şeridi gibi gözünün önünden geçer, derler ya insanın (ki onu da kim der bilinmez ama). Perihan’ın sıradan hayatının sıradan anları, film şeridi gibi sıralanmamış manavın tezgâhına yığıldığında. İç çamaşırlarım temiz miydi, şimdi hastaneye falan gitme durumu olacak, diye düşünmüş, kalbi daha da sıkışmıştı.

Tüh be Perihan, tam da eski donunu giyip çıkmıştın bu sabah, son kez giyeyim de sonra atarım demiştin. Hiç olmadı değil mi?

İki kızı vardı Perihan’ın, ikisi de ellerinizden öper; ikisi de birbirinden düşkün anasına.

Rahmetli babaları yedi sene önce, bensiz daha rahat edersiniz, diye çekip gidince, Perihan hem ana hem baba olmuş kızlarına. Onlar da bir dediğini ikiletmemiş analarının, yüzünü de hiç eğmemiş. Kocadan yana yüzü gülmemiş ama kızları pırlanta gibiymiş Perihan’ın.

Küçük kızı Sevgi, daha yenice üniversiteye girdi. Büyük de (Adını Sevda koymuştu onun Perihan, kocasına büyüük bir sevda ile vurulmuş, hiç ayrılmayacaklarmışmış.) birkaç sene önce İngilizce öğretmenliğini bitirdi. KPSS’ye girdi o sene, yeterli puan alamayınca ve “Dil biliyorum ben, nasılsa her yerde iş bulurum.” ümidiyle birkaç ay dolandı ortalıkta Sevda. “Özel ders verilir.” ilanı astı sağa sola. Ciddiye alıp arayan soran birkaç telefon sapığından başkası olmayınca ve para da kazanmak zorunluluğu olunca, mahalleye yakın bir markette işe başladı Sevda. Çok söylendi Perihan, çok. Onca sene markette kasiyerlik yapmak için mi dirsek çürütmüş bu kız.

Hiç söylenme Perihan, ne yapsın kızcağız? Kardeşi okuyacaktı, sen babanın maaşının dörtte üçü ile ne kadarına yetecektin tüm ihtiyaçların. Kızının suçu da değil bu üstelik sen de biliyorsun. Bu dünyada iş bulmaya diplomaların yetmeyeceğini. Ama neme lazım sen sus, sus. Dile getirme aklına gelenleri Perihan.

Anaları sokağın ortasında kalp krizi geçirince, çok korkmuş kızlar ama Perihan gibi üstü başı açıldı mı acaba diye değil; ya onu da kaybedersek diye paniklemiş kızlar. Zaten üzerine titredikleri anneciklerinin gözünün içine bakar olmuşlardı. Ama Perihan, çok korkmamıştı ölüme bu kadar yaklaşmış olmaktan. Aksine sanki kendine gelmişti, bu küçük ikazdan sonra. Şimdilerde ne zaman kendini ruhen ya da bedenen zora soktuğunu hissetse o doktorun sözleri çınlar kulaklarında Perihan’ın.

 

-Perihan Hanım, duydum ki siz pek dikkat etmezmişsiniz kendinize, herkesin her işine koşar, kendinizi paralarmışsınız. Haddinden fazla hassasmışsınız. Bir de her şeyi kafanıza takar, arpacı kumrusu gibi düşünür, ağlarmışsınız.

ARPACI KUMRUSU gibi mi?

Ahh, arpacı kumrusu deyince doktor, çocukluğuna gitti Perihan.

Evlerinin arka bahçesindeki avluya minik bir Yusufçuk gelirdi. Teyzesinin adına hayat dediği, Perihan’ın ise avlanıp buraya atılmış hissettiği bu viran bahçede, bir o Yusufçuk inlerdi, bir Perihan. Ana babalarını çok küçükken kaybedince, teyzelerinin yanına taşınmıştı Perihan ve ablası. Uyuyamadıkları bir gece yataklarında fısıldaşırken ablası anlatmıştı, oradan biliyordu Perihan; bu Yusufçuğun da bir zamanlar küçük bir çocuk olduğunu. Zamanın birinde ormanda kardeşini kaybeden bu çocuk, her yerde seslenmiş kardeşi Yusuf’un adını. Kardeşini hiçbir yerde bulamayan o sabi, arayıp dururken kuş olmuş, uçmuş ve o gün bugün Yusufçuk, Yusufçuk diye dolanır dururmuş.

Perihan da Yusufçuğun sesinde babasının kokusunu, anasının sıcağını arar dururmuş.

Perihancık- Perihancık- PeriHANımcık…

-Perihan Hanımcığım, duyuyor musunuz beni, diyen doktorun sesini fark edince evet, anlamında kafasını sallamış Perihan.

Hayat kısa Perihanımcık. Bundan böyle kendine iyi bakacaksın, senelik kontrollerini ihmal etmeyeceksin. Yediğine, içtiğine dikkat edeceksin. İlaçlarını düzenli kullanacak, günlük yürüyüşlerini aksatmayacaksın.

            


İlginizi Çekebilir

Yorgunluk Abidesi

Aylin USTAMEHMETOĞLU

Baharın Şavkı

Mine TAPINÇ