Ok Meydanı
Gamların şekillere bürünme hakkı olsaydı
Demir topuzu, kaynayan su,
Kaya parçası, ok meydanı olmayı seçebilirdi
Bugünkü gamım sonuncuda karar kıldı
Yalnız değildi
Siyahlar içinde kalabalık bir grupla geldiler
“Şuraya, köşeye kadar gideceğiz.” dediler
Bir şey anlamadım
“Olmaz.” bile diyemedim
Beni aldılar, ok meydanına götürdüler
Kollarımı iki yana açtılar
Karşıma geçip okları fırlattılar
Tek tek değil, onlarcasını bir anda üzerime yığdılar
Her yerimden kanım aktı
Gözlerim karardı
Sonra beni saldılar
“Ölmeyeceksin, yaşamaya devam edeceksin!” dediler.
Müşküller, mukavemet isterdi
Hiç bilmediğim yerden gelince
Taze ekin misaline tutunurdum
Rüzgârın eğip büktüğü
Bazen yere yatırdığı
Bazen doğrulttuğu
Savurduğu ama kıramadığı “taze ekin” misaline
Beni aldılar, ok meydanına götürdüler
Kollarımı iki yana açtılar
Karşıma geçip okları fırlattılar
Tek tek değil, onlarcasını bir anda üzerime yığdılar
Her yerimden kanım aktı
Gözlerim karardı
Sonra beni saldılar
“Ölmeyeceksin, yaşamaya devam edeceksin!” dediler.